bir şeyler konuşmak istemiyorum. gözlerimin ağır ağır açılıp kapanmasına yardımcı ol sadece. bütün diyalogların arasında virgül kadar hapsoldum. çamurlaşmış meselelerden delil çıkartırken işleyemedim toprağa hevesimi. yumruğumu sıkacak gücüm yokken ellerimi kucağında sabit tutabilirsin.. zamanın hızlı tren olup cıktığı şu yıllarda hangi yolculukla kemale ermeyi diliyorsun. diliyor musun uzunca bir vakit herhangi bir şeye evrilmeyi. ne azmin çatlatabilir çakıl taşlarını ne arzun bir bardak suyu hırçınlaştırabilir.
bir şeyler konuşmak istemiyorum. başımı yasladığım yeri kımıldatma sadece. bildiğim ne varsa unutuyorum şimdi. aristo kimdi, gazali ne demişti, bilgi neydi, bilmemek ayıp mıydı, çay bardağı neden çatlardı. bilmiyorum. uzaklarda ne bir abdal gibi yaşayabilirdim ne de metropollerde bir aptal.. boğuluyorsam da ölmüyorum. hava ferahlamışken toprağa değen ayaklarımdan üşütmeyeceğime beni inandırabilirsin..
bir şeyler konuşmak istemiyorum. bana muhabbet et. toz zerresiysem parmak aralarından bırak uçuşayım, bir kayaysam beni yerimden oynatma, yağmursam bırak yağayım, yolsam uzanayım.
bana muhabbet et.
..
*yanında,
https://youtu.be/icQuGu0SqhU
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder